|
Baran Tursun vakfı, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) 38. Kongresine davet edildi Aralarında Baran Tursun Vakfınında olduğu 120 ülkeden 164 Hak Örgütünün 300 Temsilcisi İstanbul’da Buluşacak120'den fazla ülkeden hak savunucusu insan hakları, cezasızlık, krizler, küreselleşme, inanç ve vicdan özgürlüğü, kadın sorunu ve azınlıklara yönelik ayrımcılıkları konuşmak üzere İstanbul'da buluşuyor. “Tüm dünyadan İstanbul’a gelecek olan insan hakları örgütlerinden 300’den fazla delege, sürmekte olan barış sürecine desteklerini de açıklayacak. FIDH olarak kongredeki amacımız, çoğulculuk ve hakların gözetilmesi konularını konuşmak.” İnsan Hakları için Uluslararası Federasyon (FIDH), 38. uluslararası kongresini İstanbul’da yapacak. Türkiye’den insan hakları savunucularının yanı sıra 120’den fazla ülkeden 164 insan hakları örgütünden 300’den fazla temsilci, Ortadoğu başta olmak üzere dünyadaki siyasal dönüşümün ortaya çıkardığı sorunları, 23-27 Mayıs tarihlerinde bir araya gelerek tartışacak. Bugün FIDH Başkanı Souhayr Belhassen, FIDH Başkan Yardımcısı ve İHD Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Alataş, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve İHD Yöentim Kurulu Üyesi Feray Salman kongreyi anlatma üzere İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde bir toplantı düzenledi. -27 Mayıs’taki uluslararası kongre öncesinde, 23-24 Mayıs’ta, “Siyasal Dönüşümler ve İnsan Hakları: Deneyimler ve Olası Sorunlar” başlıklı bir forum düzenlenecek. Forumda, cezasızlıkla mücadelede karşı karşıya kalınan sorunlar, iktisadi krizler ve küreselleşmenin insan hakları üzerindeki olumsuz sonuçları, inanç ve vicdan özgürlüğü, kadın sorunu ve azınlıklara yönelik ayrımcılık konu edilecek. 1922’de kurulan ve 164 hak örgütünü bir araya getiren FIDH’ın uluslararası kongresi de forumu takiben, 25-27 Mayıs’ta gerçekleştirilecek. Kongrede üye örgütler deneyimlerini paylaşacak, FIDH’ın gelecek üç yıllık stratejisi belirlenecek ve uluslararası yönetim kurulu seçilecek. “Türkiye’deki hak mücadelesi örnek teşkil ediyor”FIDH Başkanı Belhassen, kongrenin amacını, nelerin tartışılacağını, kongrenin Türkiye’de yapılmasının önemini anlattı. Belhassen’e göre, Türkiye geçiş döneminde karşı karşıya kalınan sorunlar açısından sembolik bir ülke. Özellikle ifade özgürlüğü ve insan hakları savunucularının durumu ve Kürt sorunu açısından kongrenin Türkiye’de yapılmasını önemli buluyor. Devam eden barış görüşmelerini “olumlu gelişme” olarak değerlendiren Belhassen, tüm dünyadan İstanbul’a gelecek hak savunucularının sürece desteklerini açıklayacağını belirtti. “Süreç son derece önemli ve umut ediyoruz ki süreçteki gelişmeleri ve ilerlemeleri de kongreye yansıtmamız mümkün olur.” Belhassen, 28-29 Şubat’ta Ankara’da yetkililerle yaptıkları görüşmelerde de bunu dile getirdiklerini söyledi. Ayrıca, toplantıyı Türkiye’de yapmalarına kendilerini yönelten en önemli sebeplerden birinin de hak savunucularının mücadelesi olduğunu söyleyen Belhassen, bunun kongreye gelecek delegelere de örnek teşkil etmesini umduklarını açıkladı. “Bu bir araya gelişteki en önemli amaçlardan biri farklı ülkelerin sivil toplum örgütlerinin birbirlerini örnek almaları, ne yaptıklarını öğrenmeleri ve hakların evrenselleşmesi konusunda her örgütün kendi ülkesinde üzerine düşeni yapması.” Yeni anayasanın temel ilkeleri“Dönüşümü yaşayan Tunus’tan geliyorum diyen Belhassen şöyle devam etti: “Siyasi ve kurumsal açıdan Tunus, Mısır, Libya gibi ülkeler, siyasl ve kurumsal açıdan inşaat halinde. İnşaat halindeki ülkelerde yeni anayasa reformları çok önemli. Anayasada bulunması gereken temel ilkeleri biz de belirledik.” Belhassen, FIDH’ın yeni anayasada bulunması gereken ilkelerini şöyle sıraladı: * Erklerin ayrılığı ve yargı bağımsızlığı. * Temel hakların teminat altına alınması, hak ihlallerinin cezalandırılması. * Yolsuzluk ve rüşvete karşı etkin mücadele mekanizmaları kurulması. “İnsan onuru ve sosyal haklar”Belhassen, “Arap ülkelerindeki devrimlerin kökeninde insan onuru kavramının ve sosyal hakların yattığını” belirterek, kongredeki atölyelerde bu konuların da ele alınacağını ifade etti. Ayrıca, “Mısır, Tunus, Libya ve Suriye’de mücadelenin kaynağının kimlik mücadelesi olduğunu” da ekledi. “Dönüşüm toplumlarında homofobi, İslamafobi ve yabancı düşmanlığı gibi tepkiler ötekileştirmeyi de beraberinde getiriyor. Dini, etnik ve ifade özgürlüğünün tanınması için mücadele ediyoruz.” Belhassen, Türkiye’de bu konularda mücadele veren İHD’den Muharrem Erbey gibi 100’den fazla hak savunucusunun hapiste olduğunu, ihlallere uluslararası tepkiler olduğunu ve kongrede bu konuya da yer verileceğini söyledi. “Hak ihlalleri gündeme gelecek”Prof. Dr. Fincancı da dünyanın en büyük hak savunucuları kongresinin yapıldığı Türkiye’de birkaç yıldır hak savunucuları, gazeteciler, sendikacılar, avukatların hapse atıldığını, kongrenin, bu hak ihlallerini gündeme getirmek için bir fırsat olacağını söyledi. Feray Salman da hak ihlallerinin arttığı bir dönemde kongrenin daha da önem kazandığını belirtti ve hak örgütlerinin yan yana durmasının önemli olduğunu ekledi. |
Duyuru Arşivi |