Çocuğunu kaybetmiş bir aile karşısında adalet sisteminin büründüğü acımasızlık örtüsü, inandırıcılıktan uzak gelebilirdi birçoğumuza...

Oğulları polis kurşunuyla öldürülmüş bir ailenin, neredeyse tüm fertlerinin, o polise, avukatına hakaret ettiler falan diye hapis cezalarına çarptırıldığı kaç örnek olabilir ki dünyada?

Ama Türkiye’de oluyor...

                                           * * *

Baran Tursun, 2007 yılının Kasım ayında İzmir’de sabaha karşı polis tarafından vurularak öldürülüyor.

Olayın ilk anlatımı bir “kaza” şeklinde oluyor. Polisler, bir kaza oldu, bir araç ağaca ve direğe çarptı diyerek bir tutanak hazırlıyorlar. Böyle söyleyerek bir ambulans çağırıyorlar...

Tursun’u ameliyata alan doktorlar, kafasına saplanmış bir mermi olduğunu görüyor.

                                            * * *

Sonra polislerin anlatımları değişiyor. Diyorlar ki, dur diye uyardık ama bu araç durmadı, bir polisin silahı kazara ateş aldı...

Arabanın içinde bulunan Tursun’un arkadaşları, ifadelerinde, polisin hiçbir uyarıda bulunmadan ateş ettiğini söylüyor...

Polisin selektör yaptığı söyleniyor, Baran’ın alkollü olduğu için kaçtığı söyleniyor...

Yani, bir trafik cezası kesmek yerine, 20 yaşında bir çocuk mezara gönderiliyor...

                                           * * *

Kazara ateş ettikleri söylenince, neden ateş ettin, neden ateş edeceksen bile arabanın lastiğine ateş etmedin gibi soruların bir anlamı kalmıyor tabi...

Ateş eden polis, 1.5 ay tutuklu kalıp çıkıyor; “kaza” raporu düzenleyen arkadaşları hiçbir ceza almıyor...

                                           * * *

Fakat bu dava süreci, Tursun ailesinin mahkumiyetleriyle sonuçlanıyor...

Baba Mehmet Tursun savunma yaparken, sanığın avukatına hakaret etti diye 11 ay 20 gün hapis cezası alıyor...

Anne Berrin Tursun, sanık polise hakaret etti diye 5 ay 20 gün hapis ve avukatlık ücreti olan 734 lirayı ödemeye mahkum ediliyor.

Gururuna dokunuyor bu parayı ödemek. Ödemeyince mallarının üzerine haciz konuyor. Allah’tan, İzmir Karşıyaka’da Halk Forumu diye bir grup aralarında para toplayıp, aileyi çocuklarının katil zanlısına para ödeme ıstırabından kurtarıyor...

Baran’ın kardeşi Şelale’ye karşı, duruşmada sanık polise fırlattığı yumurta, sanığın avukatının ceketine gelince, “kasıtlı olarak mala zarar vermekten” bir dava açılıyor.

Sanık polisin tahliyesi üzerine, öfkeli sözler söyleyen üç aile ferdine ayrı bir dava açılıyor...

                                         * * *

Şimdi de öğrendik ki, ailenin çocuklarının öldürülmesinden sonra, kimsenin çocuğu polis tarafından öldürülmesin diye kurdukları Baran Tursun Vakfı’nın kapatılması isteniyor.

Baran Tursun Vakfı, geçenlerde yayınladığı raporda Türkiye’de polisin son 7 yılda 183 kişiyi öldürdüğünü açıklamıştı. Vakfın yayınlarının “milli menfaatlere uymadığı” ve “polisi hedef gösterdiğini” söylenmiş kapatma isteminde...

Çocukları öldürenlerin değil, çocukları öldürülenlerin suçlu ilan edildiği bir ülke burası...