İSTANBUL - Sultangazi’de 25 yaşındaki Kenan Yılmaz, polis merkezinde fenalaştı, ambulansla hastaneye götürüldü ama öldü. Ailesine göre Kenan Yılmaz’ın ölümüne, gözaltında tutulduğu polis merkezinde gördüğü kötü muamele yol açtı. Bu iddia adliyeye taşındı, aile suç duyurusunda bulundu. Gencin ölümünün üzerindeki sır perdesini, adli tıp raporu kaldıracak.
2 yıl önce karıştığı kavgadan dolayı hakkında arama kararı olan 25 yaşındaki Kenan Yılmaz, 9 gün önce polis tarafından gözaltına alınarak Esentepe Polis Merkezi’ne götürüldü. Nezarette fenalaşarak ambulansla hastaneye kaldırılan Yılmaz, yaşamını yitirdi. Baba Cevat Yılmaz ve avukatı Adnan Küpçük’ün iddasına göre, Kenan Yılmaz karakolda görevli polislerden gördüğü şiddet yüzünden hayatını kaybetti.
GÖZALTINA ALINDI
Yaklaşık 2 ay önce cezaevinden tahliye edilen Kenan Yılmaz, 22 Mayıs 2012 tarihinde saat 01.40’da hakkında yaralama suçundan dolayı arama kararı bulunduğu gerekçesiyle polisler tarafından gözaltına alınarak Sultangazi’deki Esentepe Polis Merkezi’ne götürüldü. Polis merkezinin nezaretinde henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı fenalaşması üzerine sabah saatlerinde ambulansla Bakırköy Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Kenan Yılmaz burada hayatını kaybetti.
POLİSLERE "KASTEN ADAM ÖLDÜRME" İDDİASIYLA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Olayla ilgili Gaziosmanpaşa Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Yılmaz ailesinin avukatı Adnan Küpçük, "Şikayet konusu ve suçun asıl unsurları ’Kasten adam öldürme’, ’İşkence ve eziyet’, ’Görevi kötüye kullanma’, ’Hürriyetten yoksun bırakma’ suçlarıdır. Bu suçlardan şikayetimizi yapıyoruz. Olayın olduğu saatler içerisinde Esenler Polis Merkezi’nde görevli olan bütün memurlar suç duyurumuzda şüpheli olarak görülecek. Bu saatten sonra bütün soruşturma Cumhuriyet Savcılığı’nın elinde. Biz Bakırköy Devlet Hastanesinin ve Adli Tıp raporlarını talep etmekteyiz. Darp olduğu apaçık ortada. Ölüm sebebi de büyük bir olasılıkla darp ve buna bağlı travma. Raporların gelmesiyle her şey kesinlik kazanacak. Burada savcılığın aydınlatması gereken husus cinayetin ihmalle mi oluştuğu yoksa kasten mi oluştuğu konusudur" dedi.
"VÜCUDUNDA YARALAR, ŞİŞLİKLER VE MORLUKLAR VAR"
Şüpheli veya şüphelilerin biran evvel tespit edilmesi gerektiğini belirten Adnan Küpçük, şöyle konuştu:
"Polis merkezine gidip raporlara, polis tutanaklarına ve karakol kayıtlarına bakmak istedim. Buna izin vermediler. Kenan’ın durumunu sorduğumuzda da bana ’Burada yarım saat kaldı. Sonra hemen hastaneye gönderdik’ dediler. 22 Mayıs gecesi 01.40’da karakola giriş yaptığı gözüküyor. Saat 06.40’da hastaneye giriş saati. Morgda çektiğimiz fotoğraflarda açık bir şekilde darp olduğu belli. Vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar, şişmeler ve morluklar var. Adli Tıp raporları da bunu doğrulayacak zaten. Ben karokolda polislere darp olduğunu söylediğimde, ’Hayır onlar darp değil kendisi zaten baygındı’ dediler. Polis burada doktor gibi davranıyor. Neden ailesine haber vermediniz, diye sorduğumda ise, ’Biz iyileşmesini bekledik’ dediler. Polisin görevi doktorluk değil, hastanın iyileşmesini beklemek değil. Eğer çocuk hastaysa onun derhal hastaneye götürülmesi gerekiyor. Kanuna göre gözaltı işlemlerini bile ertelemeniz gerekiyor. Kaldı ki burada darp olduğu alenen belli. Vücudunda ciddi morluklar var. Polis, Kenan’ın kendi kendini yaraladığını, ambulans beklerken orada itiş kakış olduğunu söylüyor. Bariz bir şekilde polis şiddeti. Bariz bir şekilde polisin ihtimali" diye konuştu.
"SUÇLU BÜTÜN POLİSLERİN YARGILANMASINI SAĞLAYACAĞIZ"
Kenan Yılmaz’ın bazı polislerin kastı ve bazı polislerin de ihmali sonucu hayatını kaybettiğini iddia eden Küpçük, şöyle devam etti:
"Basit yaralama davasından bir yakalamasının olduğu söylendi. Ama yine bunun kayıtlarını bize göstermediler. Bunun da farazi olduğunu düşünüyorum. Çünkü ölen çocuk hergün denetimli serbestlik kapsamında karakola imza atan bir şahıs. Yani polisin denetimi altında olan birisi. Gerek kast, gerek ihmal bütün unsurlar bir araya gelmiş durumda. Bazı memurların kastı, bazı memurların da ihmali sonucunda kaybedilmiş bir insan. İdari ve adli bütün soruşturmaları ve şikayetlerimizi yapacağız. İçişleri Bakanlığı’na, Cumhuriyet Savcılığı’na şikayetimizi yapacağız. Bu olayda sucu olan bütün polislerin yargılanmasını sağlayacağız. Esentepe Polis Merkezi’nde 21 Mayıs’ı 22 Mayıs’a bağlayan gece görevli olan bütün memurlar bu olaydan dolayı suçludur. Ben kendim girdim otopsiye. Adli tıp raporunu bekliyoruz. Adli Tıp memurları bana bu çocuğun ciddi şekilde dövülmüş olduğunu söylediler. Bu konunun takipçisi olacağız. Adli makamlar önünde suçlulardan bunun hesabı sorulacaktır."
"BU BİR İHMAL"
Oğlunun öldüğünü 12 saat sonra öğrendiğini belirten baba Cevat Yılmaz (46), şöyle konuştu:
"Ben gece çalışıyorum. Oğlum beni gece 02.20’de arayarak evde olduğunu söyledi. Polis kayıtlarına göre ise 01.40’ta gözaltında gözüküyor. Burada bir çelişki var. Arada yaklaşık 45 dakikalık bir zaman farkı var. Karakolda aynı şekilde nezarette yatan bir arkadaş ’2 saat nezarette yerde baygın şekilde yattı. Beni çıkarın ben ölüyorum diye polislere söyledi. Sabah 06.45’te nezaretten çıkararak, ambulans çağırıp hastaneye götürdüler" diyor. Hastane polisi de, ’Bu sabah hastaneye geldiğinde ölmüştü’ diyor. Ben bu olayın sonuna kadar gideceğim. Bu bir ihmal. Karakol amiri ’Bize geldi, yarım saat durdu’ diyor. Madem öyle yarım saat duran bir kişi 01.40’ta alınıp 06.40’ta hastaneye gidiyorsa bunun sorumlusu kim? Sen gözaltına aldığında hastaneye götürüp sağlık raporu bile almamışsın. ’Aranman var’ diye gözaltına almışsın. Ondan sonra diyor ki nezarette kameralar bozuk" şeklinde konuştu.
CENAZESİ MEMLEKETİ ORDU’DA DEFNEDİLDİ
Kenan Yılmaz’ın cenazesi, Sultançiftliği Mahallesi’nde bulunan Mescidi Selam Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından memleketi Ordu’nun Aybastı İlçesi’ne bağlı Zaferi Milli Köyü’ne götürülerek defnedildi.
DİĞER OĞLU DA CEZAEVİNE ÖLMÜŞ
Baba Cevat Yılmaz’ın 2 sene önce de, "Çete kurmak" şuçundan Silivri Cezaevi’nde yatan 27 yaşındaki kanser hastası oğlu Kemal Yılmaz’ı kaybettiği öğrenildi.