Türkiye'de bu cezasızlık durumunun devam etmesi halinde Latin Amerika'daki 80'li yıllarda görülen kitlesel ölümler olacaKMUSTAFA EMRAH SÜER
ANKARA (DİHA) - Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun polise güven verdiğine, polislerin bölgeden bölgeye göre silah kullanımının farklılık gösterdiğine dikkat çeken Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, batıda silah kullanmayan polisin Kürt illerinde silahını çok rahat bir şekilde kullandığını vurguladı.
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun polise ve askere verdiği geniş yetkiden dolayı 2010 yılında 29 kişinin katledildiği 2011 yılında ise bu sayının iki katına çıkarak 57 olduğu İHD'nin raporlarına yansımıştı. Polisin ve askerin bu kadar rahat silah kullanmasının nedenlerini ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı değerlendirdi. Türkiye'de silah kullanımına dair kanunun olması gerektiğini, bu kadar önemli bir konunun tüzükle ve yönetmelikle düzeltilemeyeceğine vurgu yapan Kozağaçlı, kanunda ise silah kullanmanın hangi hallerde olacağının sınırının net çizilmesi gerektiğini belirtti. 2005 yılında değişen mevzuat ile polise daha çok ve sorumsuzca doğrudan hedefe ateş etme yetkisinin tanındığını kaydeden Kozağaçlı, polisin ateş etmesinin yetkisinin makul bir "şüphe" olduğunu belirtti.
'Ateş ettirmek teşvik ediliyor'
Polisin bir "suçun" önlenmesine ilişkin "dur" diyebileceğini, ancak "dur" demesi için makul bir "şüphenin" olması gerektiğini kaydeden Kozağaçlı, "dur" dediğinde kişinin durmayabileceğini bu durumda bu kadar çok mobese kameranın olduğu, teknik takibin bu kadar çok olduğu Türkiye'de bu kişiyi vurarak etkisiz hale getirmek için ateş etmesinin kabul edilebilir bir süreç olmadığını vurguladı. Polisin "dur ihtarına" uymayan kişiyi izlemesi gerektiğini niye durmadığını çözmesi gerektiğini belirten Kozağaçlı, "Bu bir kolluk görevidir. Fakat daha basit el alışkanlığı gibi duran teşvik edilen, desteklenen, cezasızlık yönüyle korunan 'ateş et' düşüncesi işte bizi bu karanlık tablo ile karşı karşı bırakıyor" dedi.
'Bütün polislere silah verilmemeli'
Antalya'da polisin Çağdaş Gemik'in motosikletinden daha hızlı motosiklete sahip olmasına rağmen "dur" ihtarına uymadığı gerekçesi ile Gemik'in katledildiğini hatırlatan Kozağaçlı, bu kadar rahat silah kullanmasının nedenini ise kanunların polise verdiği rahatlıktan kaynaklı olduğunu vurguladı. Polisin başkasının ve kendisinin yaşamının tehlikede olduğu durumlar dışında silah kullanmaması gerektiğinin altını çizen Kozağaçlı, "Bir de kolluğun tamamına bu yetki yayılmamalıdır. Anglo Sakson kolluk sisteminde olduğu gibi büyük oranda polis silahsızlandırılmalıdır. Silahlı kolluk faaliyeti için ayrı bir birim tahsis edilmelidir. Bu da ancak önemli bir psikolojik eğitim ile olmalıdır" dedi.
'Kürt illeri potansiyel tehlike altında'
Potansiyel tehlike altında olan bölgelerin olduğuna dikkat çeken Kozağaçlı, "Kürt illerinde bunu yaşıyoruz. Ve birçok sorun var. Hem de metropollerde Kürtlerin yoğun yaşadığı varoşlarda bu yetkiyi daha saldırganca kullandığını görüyoruz. Batıda ateş etmediği hallerde Kürt illerinde ateş ediyor" dedi. Bölgede bir toplantıya, bir gösteriye bile ateş edildiğini belirten Kozağaçlı, "Size taş atılmasına silahla karşılık vermek. Gerek Adana Valisi'nin, gerek bölge emniyet müdürlerinin telaffuz ettiği gibi elinde çok basit bir yanıcı, gösteri aracı olan molotof kokteyli bulunan göstericiye ateş edilmesi, bunun silah kabul edilmesi, taş atan göstericiye ateş edilmesi gibi çıtanın sürekli yükseltilmeye çalışıldığı görülüyor" ifadesini kullandı.
'Bu böyle sürerse kitlesel ölümler olabilir'
Türkiye'de bu cezasızlık durumunun devam etmesi halinde Latin Amerika'daki 80'li yıllarda görülen kitlesel ölümler olacağını şu anda da azımsanmayacak düzeyde ölümün olduğunu belirten Kozağaçlı, "Ama eğer cezasızlık sürerse, eğer kolluğun kayrılması sürerse ve mevzuat değişmeden bu şekilde korunursa çok yakın zaman içerisinde Kürtleri, eylemcileri, gençleri yani kolluğun bağlı olduğu siyasal iktidarın hoşlanmadığı, öteki ilan ettiği herkesi vurulurken görebiliriz. Bunlar büyük tehlikedir" şeklinde konuştu.
'Roboski'deki katliamda bu mevzuat etkiliydi'
Bu şekil cezasızlık durumunun devam etmesi halinde görevi dışında da kolluğun silah kullanacağına ve kullandığını hatırlatan Kozağaçlı, "Biliyorsunuz Kürtçe şarkı nedeniyle başımıza gelen Emrah'ın katledilmesinde görevin başında değildi. Ama görevi başında o kadar çok silah kullanmaya teşvik edilmiş, o kadar cezasız kalmış ki bir özel hareket polisi bir barda içki içerken sinirlendiği için birisini öldürebilir, silahını kullanabilir" ifadesini kullandı. Mevzuatın kabul edilir bir yönünün olmadığını, Roboski'deki katliamda da mevzuatın etkili olduğunu belirten Kozağaçlı, "Kişileri de yakalama denenmeden ateş edilmesi isterse uçaktan bomba atılması olsun, ister namlulu silahlarla ateş edilmesi olsun aynı kapsamdadır" dedi.
|