İlkel meslek dayanışmanın resmi mercilerce bile olağan sayıldığı... POLİS VE ŞİDDET Mehmet Tursun / Baransav / Makale
Yaygınlaşan polis şiddetti ile ilgili yapılan araştırmada Haziran 2007'den bugüne İzmir, zonguldak, Antakya, Şanlıurfa, Ankara, İstanbul, Adana, Bursa, Van, Diyarbakır, Çanakkale ve Antalya gibi daha bir çok illerde polisin silah kullandığı çok sayıda olay meydana geldi. 2009 Aralık ayı itibarıyla bunların 80'i ölümle sonuçlandı. PVSK'ya insani boyut kazandırılmadığı sürece Türkiye'de polis şiddeti yaygın bir şekilde devam edecektir. İnsani boyut dediğimiz; Uluslararası standartlara uygun olarak, ölümcül güce sadece son çare ve ancak hayat kurtarmak için gerekli olduğu durumlarda başvurulabileceği şartıdır ve bu şart hiçbir kuşku ve yoruma gereksinim duyulmayacak açıklıkta olmalıdır. Bundan başka, yaşam hakkı ihlallerle ilgili yeterli soruşturma yapılmaması, sorunu daha da büyütüyor. Polisin delilleri karartma, tahrif etme veya sahte delil üretmeye çalışarak soruşturmalara müdahale etmesinin de sıklıkla görülen bir olgu olarak belgeleniyor. İlkel meslek dayanışmanın resmi mercilerce bile olağan sayıldığı ülkemizde polis, polisi soruşturursa sağlıklı ve adil bir soruşturma ortaya çıkar mı? Festus Okey davasında sanık durumunda olan bir polisin aynı davanın soruşturmasında görev almasının utancını yaşamıyor muyuz? Nezarethanede öldürülen Er Osman Aslı'nın ölüm olayını o gün nöbetçi olan ve sorumlu olan polis tarafından yapılmadı mı? Baran Tursun olayında görev alan "olay yeri inceleme ekibi" ekip olarak, sahte belge düzenlemek, delilleri karartmak ve suç olanını bildirmemek suçlarından yargılanmadılar mı? Tüm bunları alt alta sıraladığımızda bir an için hukuki değerleri bir tarafa bıraksak bile ahlaki değerlerlerden uzak olduğunu söylemeye gerek var mı? SAVCILIK SORUŞTURMALARI Savcılık soruşturmaları aylarca, hatta bazen yıllarca sürebiliyor ve genellikle takipsizlikle sonuçlanıyor. Kovuşturma başlatılsa bile davalar yıllarca devam ediyor ve mahkumiyet oranları ise son derece düşük. Mahkumiyet kararı çıktığında ise nadiren hapis cezası veriliyor. Devletin taraf olduğu davalarda Savcıların Cumhuriyet Savcısı yerine, kendilerini Devlet savcısı olarak görmeleri sorunun temelllerinden biridir. Başta durdurma ve arama ile kuvvet kullanma yetkisi olmak üzere, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun nasıl uygulandığını izleyecek ve değerlendirecek bir sistemin olmaması suç işleme eğiliminde olan polislerin iştahını kabartıyor. GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANAN POLİSE KARŞI ETKİN ÖNLEM YOK Polisin görevini kötüye kullanması halinde, suçluların yargılanmasına yol açacak nitelikte soruşturma yürütme yetkisine sahip etkin bir bağımsız polis şikayet biriminin olmaması şiddette eğilimli polisin ayrıca elini güçlendiriyor, iştahını kabartıyor deyişimiz bundandır. Polisin durdurma-arama yetkisini kullandığı zaman durdurulan kişiye memurun ismi ve sicil numarası ile durdurma sebebinin söylemesi gerekirken bunların hiç birini yapmıyor. Vatandaşın polisten kimlik sormasını polis 'hakaret' olarak algılıyor. İstanbul Avcılar'da polisten kimlik soran Güney Tuna adında ki vatandaş komaya sokulacak kadar dövülüyor. YA O CİPTE BOMBA OLSAYDI DİYENLER Baran Tursun olayında; "ya cipte bomba olsaydı" diyenler, Bisikletleriyle gezerlerken, Antalya'da öldürülen Çağdaş Gemik ve Şanlıurfa'da öldürülen İbrahim Halil Çoban için; "ya o bisikletlerde bomba olsaydı" diyemiyorlar. Buna rağmen, polis yetkilileri, her olaydan sonra kendilerine göre bir savunma getiriyor. Tüm ahlaki değerlerden yoksun bir şekilde polis ve şeflerinin geliştirdiği bu utanç savunmalarının kamuoyunun vicdanında inandırıcı bulunduğunu söyleyebilmek zor.
Polis vatandaşa karşı ölçüsüz şiddet kullanma konusunda geçmişten kalan bazı alışkanlıkların önemli ölçüde devam ettiğini unutmamak gerekir. Gün geçmiyor ki, polis şiddetini konu alan yeni bir haber gazetelerin birinci sayfa manşetlerini işgal etmesin. 2 yıl içinde 80 kişi, polis tarafından öldürülünce polisin orantısız güc ve yaşam hakkı ihlalleri, her gün basın yayın organlarının birinci sayfalarında yer almaya devam etmektedir. AİHM AİHM'de Türkiye açısından sorun olan noktalar şunlar: Orantısız güç kullanımı, silah kullanımında yasal çerçevenin belli olmaması, etkin soruşturma ve yargılama yapılmaması suça eğimli polisin iştahını kabartmaktadır. Değişikliklerin, Birleşmiş Milletler'in 7 Eylül 1990 tarihinde kabul edilen "Polisin Güç ve Ateşli Silahlar Kullanmasına İlişkin Temel İlkeler" adlı belgesinde yer alan ilkeler ışığında yapılmaması sonucunda Türkiye'de 2 yılda 80 kişi, polis tarafından öldürülmüştür. 19.02.2010 www.baransav.com tursan1@gmail.com www.silvanmucadele.com
|