Bir yargıç maske takmaz veya hukuk maskesinin altında bir duygu beslemez.İDEAL YARGIÇ, NASIL OLMALIDIR ?Bir yargıç maske takmaz veya hukuk maskesinin altında bir duygu beslemez. ....Yargıçların bağımsız ve yansız oluşu o kadar önemlidir ki ,bir yargıcın atamasını yaparken aslında onda bu vasıfların var olduğu inancı ile bu atama yapılmıştır.Şayet o yargıcın bir davada dahi olsa yanlı ve taraflı karar vereceği bilinmiş olsa o atama kesinlikle yapılmamalıdır.Sorun o derece hassas ve kritiktir. .... Hukuk maskesi altında başka davalar olabileceği gibi maskelenmiş duygularla (kin,şefkat ,nefret hatır vs) de yargı yürütelemez.Adalet hiç bir zaman bir şeye maske olamaz.Adalet şeffaf ve berrak olmalıdır. ADALETİN BİR ANLAMI DA, TOPLUMDA VE ÜLKEDE BOZULAN DENGENİN ONARIMIDIR.Hangi kararla bu denge yerine gelir bu iyi tasavvur edilmelidir. Peki yargıçlar neden tarafsız ve yansız olamazlar ? Bunun üzerinde duralım: 1-YARGICIN KORKULARI VARSA .....Bir yargıç, şayet kendine göre yaşadığı ülkede bir korku vehmine kapılmışsa onu diğer korkulardan üstün ve tehlikeli görür .Onunla mücadale etmek için takdir yetkisini ve elindeki yargı silahını kullanmaktan çekinmez.Ülkenin bağımsızlığını tehlikede gören yargıç devlete karşı işlenen suçlarda acımsız ve yanlı olabililir. ....Peki şu soruyu soralım.Yargıcın önündeki dava, gerçekten ülkenin bağımsIzlığı için önemli bir dava ise ve yargıç bu davada yazılı hukuku uyguladığında ülke tehlikeye girecekse, yargıç ilkelerinden vazgeçip taraflı mı olmak zorundadır?Yoksa ben bir yargıcım ve adaleti tesis etmekle mükellefim, ülkenin bağımsızlğı beni ilgiledirmez mi demelidir? Gerçketen tartışılabilir bir konu... ....Kanaatimce ilke olarak yargıçlar mezuaatta ne görüyorlarsa onu somut olaya yansız olarak uygulamalıdır.Yargıç, hukuku beğenmese de uygulayandır.Ama beğenmediği hukukun değişmesi için de var gücüyle çalışandır.Çünkü bu yolu bir kez açarsanız her yargıç kendine göre korkular ve endişeler vehmedeceğinden her yargıca göre bir yorum ortaya çıkar ve ülke yargısı çığırından çıkabilir. ......Ancak bu tip davalarla ülkenin maceraya atılmasına seyirci mi kalınacaktır?.Hayır mahkeme veya yargıçlar kurulu bunu bir manifesto şeklinde kamuoyuna ilan etmeli ,..Bir an önce bu sorunun yasa değişikliği ile yapılmasını talep edebilmelidir.Bu bir nevi şeffaflıktır. ..........Aslında bu ülkenin temel sorunlarından biri, kurumların birbirlerine güvenmemeleridir.Yargı, siyasi iradeye güvenmez. Silahlı güçler bürokrasiye güvenmez.Kolluk, yargıya güvenmez ve elindeki adli kolluk yetkisinin yargıda olmasına karşı çıkar.Bu güvensizlik nedeniyle kimsenin işini hakkıyla yapmadığı varsayımı ile herkes yetkisini kendi idealleri ve düşünce yapısına göre esnetmeye başlar. Sonuçta ortaya devasa sorunlar çıkar. ...Peki bu güvensizlğin kaynağı nedir.Hiç düşündünüz mü ?Bence her insanın mesleği boyunca diğer kurumlarda bir kez de olsa görmüş olduğu yanlışlıklardır.Bu yanlışlar genele şamil edilir.Sonuçta her kurum (aslında kişiler) diğerine güvenmez olur. ....Oysaki her kurum, üzerinde düşen görevi layıkı ile yerine getirmiş olsa ve hiçbir kurum diğerine şüphe ile bakmasa ne hukukla oynanır ne de yargı ile ... 2-YARGIÇ KENDİNİ ERK OLARAK DEĞİL MEMUR OLARAK GÖRÜRSE ....Kendini yargı erkinin parçası olarak gören yargıç tayin ve terfi korkuları içnde karar vermez.Vereceği kararla terfi etmeyebilir.veya ücra bir ilçye tayini de çıkabilir.Bu ihtimal yargıcın verceği kararı etkiliyorsa henüz o yargıç kendini bir erk olarak görmüyor demektir.Kahramanlıklar sadece cephede olmaz Bir asker, vatanı içn şehit olmayı göze alıyorsa bir yargıç adalet için sıkıntıyı göze almalıdır.Bu anlayış, zaten tüm yargıçlarda yerleşmiş olsa hiçbir yargıç, zaten kararı nedeniyle tayin edilemez .Aksi halde uzaydan yargıç getirmeleri gerekecektir. 3-YARGIÇ KANUNLARA GÜVENMEZSE ....Bir yargıç tanımıştım 6 yıl ceza hakimliği yapmış ve bu süre boyunca toplam iki kişiye hapis cezası verdiğini söylemişti.Üstelik bun övünerek anlatmıştı.Bir yargıç kanuna saygı göstermezse kim gösterecek.Eğer o kanunlar laf olsun diye yazılmadı ise hakkını vermek gerekmez mi.?Veya bir mahkeme bunu böyle görüken diğer mahkemede farklı düşünen bir hakim nedeniyle ceza alan sanğın suçu ne? Böyle bir yargıca denk gelmemiş olması mı? PEKİ İDEAL YARGIÇ NASIL OLUNUR? 1- Masunluk bir karinedir.Ancak bu ilke ,yargıçların mesleğe alımında kullanılmamaldır.Çünkü bu yetki riske edilebilecek bir yetki değildir.Bir hukukçu deneyim ve test sürecinden sonra zaafları ve meziyetleri görüldükten sonra yargıç olarak atanmalıdır.Çünkü görev başında bir yargıcın işine son vermek son derece zor ve risklidir.Bu nedenle mutlaka belirli bir süre test edilmelidir..Veya o kişeye yargıç vasfını vermeden kaymakamlıkta olduğu gibi yetkili olarak çalıştırılmalıdır.(Burada yarge yetkisinin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapılmak istenmiştir) 2..Belirli bir olgunluğa erişmeyen, hayatı tanımayan , pazardan alışveriş dahi yapmamış bir insan yargıç yapılmamalıdır.Burda bir yaş sınırı koymak kanatimece yanlış olur. Çünkü olgunluk kişiden kişeye değişir. Kimi 20 yaşında olgunlaşır kimi 35 yaşında. 3- Yargıçlar mükemmel insan olmak zorundadır.En azından dışardan öyle algılanmalıdır.Çünkü insanlar normal bir insandan yargıç olamayacağına inanır.Yargıç olmuşsa biri, mutlaka olağanüsta özellikleri var olduğuna inanılır.Yargıya güvenin temelinde biraz da bu düşünce yatar. 4- Yargıç ,mutlaka okuyan ve araştıran bir insan olmalıdır. Bunun ön şartı ise iş yükü bu durum için elverişli olmalıdır. İş yükünü azaltmayan zihniyet, yargıcın araştırma yapmasını istemeyen zihniyettir kanaatimce.Yeni gelişmelerden, toplumun sosyolojik olarak geçirdiği evrelerden habersiz bir yargıç tasavvur edilebilir mi? 5-Bir yargıcın yetişme tarzı ve süreci çok önemlidir. Yargıcın beyninde ve vicdanıda ADALETİN tesisinden başka bir kavram olmamalıdr.Yargıç adaleti tesis etmek isterken gerekirse terfisini yakmayı gözününe almalıdır.Bu bir ikeli süreçtir.Yargıç şuna inanmaldır.Yüksek kurul hata yapabilir.Beni bu kararımdan dolayı terfi ettirmeyebilir. Ancak bir yanlış, diğer bir yanlışla düzeltilemez Ben adaletin icrasından vazgeçmemeliyim demelidir. .....Aslında tüm yargıçlar , bu düşünceye sahip oldukları gün, yargı sorunlarını aşmış olacaktır. YARGIÇ MASKE TAKMAZ .MASKELENMİŞ DUYGULARLA HUKUK İCRA EDİLEMEZ Yargıcın tek maskesi vardı o da ADALETTİR. (YANİ HAKKI, HAK SAHİBİNE VERMEK) ... Devletçi yargıç diye bir kavram var mıdır.? .....Kolluk görevlisi maske takabilir,devletçi zihniyete sahip olabilir çünkü o memurdur. Ancak yargıç memur değildir.Yargıç kelimesinin içi boşaltılmamalıdır.Yargıç yargılayan ve hüküm verendir.Devletler de hata yapabilir. Yargıç, devleti dahi yargılama yetkisi elinde olan kimsedir.Çünkü yargıç şuna inanmalıdır.Devleti yargılama yetkisini elimde bulunduran ben, bu yetkiyi vehimlerle kullanmazsam bu yetkiyi kullancak bir güç sosyolojik olarak mutlaka ortaya çıkar ki bu durum ülkeye daha fazla zarar verir .Adalet öyle bir duygudur ki boşluk kabul etmez .Siz onu tesis etmezseniz o boşluğu dolduranlar mutlaka çıkar. |
2699 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |