Cem'i öldüren katil dışarıda ama, tüm aile fertlerine ceza verildi30 Ağustos 2012’de Cem AYGÜN’ün Polis kurşunuyla öldürülmesinden sonra 58’er yıl ağır hapis cezası istemiyle yargılanan ailesinin, 14 Mart 2013 tarihinde yapılan karar duruşmasında aileyi suçlu bulan mahkemenin verdiği cezayı protesto etmek amacıyla MAZLUMDER, İHD, ÇHD ve BARAN TURSUN VAKFI olarak Ankara Adliyesinde bir basın açıklaması yapıldı. Cem AYGÜN’ün ailesinin ve Sivil Toplum Örgütlerinin destek verdiği eylemde İHD Ankara Şubesi başkanı Halil İbrahim VARGÜN’ün yaptığı konuşmadan sonra basın açıklaması metnini, katılımcı örgütler adına MAZLUMDER Ankara Şubesi Yöneticisi Ramazan TEKEŞ okudu. ORTAK BASIN AÇIKLAMASI ADALET ARAYIŞI, BİR KEZ DAHA CEZALANDIRILDI! 30.08.2012 günü Keçiören'de bir çıkmaz sokakta polisin "dur" ihtarına uymayan Cem Aygün'ün bedenine 3 adet kurşun saplandı. Cem Aygün'ü öldüren polisin silahından çıkan kurşunlar; polislerin ayağının kayıp düşmesi esnasında silahtan kazayla çıktılar. Bu beklenmeyen kaza sonucu ölen Cem Aygün'ün 6 kardeşi ve iki akrabası Cem Aygün'ün ölümünden iki gün sonra Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önüne ellerinde kardeşlerinin resmiyle giderek "kardeşimizin katillerini bize gösterin" diyerek polislere hakaret ettiler. Nizamiye önündeki bariyeri eğerek kamu malına zarar verdiler. Emniyetin içinde nezarethanede olması gereken polisleri, emniyetin sadece en dış kapısına nizamiyeye ulaşarak öldürmeye teşebbüs ettiler. Nizamiyede bekleyen eli coplu beli silahlı görevli dört polis memuru 6 kız kardeşin saldırısına, hakaret ve tehditlerine maruz kaldılar, darp edildiler. Olay yerine gelen yaklaşık 30-40 civarında çevik kuvvet polisi de aynı şekilde 6 kız kardeşi tüm iyiniyetli çabalarına rağmen engelleyemedi, polisleri darp eden kardeşler gözaltına alındılar. Bu anlattığımız kötü bir dizi senaryosu değildir, bir masal hiç değil. Bir iddianameden alıntıdır. Cem Aygün'ün 6 kız kardeşi ve iki akrabası hakkında Ankara 8 Ağır Ceza Mahkemesinde "memura hakaret, kamu malına zarar, kamu görevlisini tehdit, kamu görevlisini yaralama ve adam öldürmeye teşebbüsten dava açıldı. 14.03.2013 günü yani dün yapılan yargılamada sona gelindi ve Cem Aygün'ün kız kardeşleri Aylin Aygün, Sonay Aygün, Yasemin Eker, Songül Aygün; Nazlıcan Aygün ve Aynur Aygün'e kamu görevlisini darp etmekten ve kamu görevlisine hakaretten ceza verildi. Gözaltına alınan kardeşlerin adli tıp raporlarıyla sabit olan yaralanmalarına ilişkin hiçbir dava mevcut değildir. Cem Aygün'ün ölümüne ilişkin ise kamuoyu baskısına rağmen "hukuka uygunluk sınırlarının kast olmaksızın aşılması suretiyle adam öldürme" suçundan ölümden 6 ay sonra dava açıldı. Cem Aygün'ün kardeşleri hakkında ise jet hızıyla açılan davada "kişilikleri ve geçmişteki halleri nedeniyle mahkemede yeniden suç işlemeyeceklerine ilişkin kanaat oluşmadığından" denilerek mahkemece erteleme hükümleri uygulanmadı. Oysa Cem Aygün'ü öldüren polisler bir tek gün dahi cezaevine girmediler, haklarında yurt dışı çıkış yasağı konulmadı. Hatta görevlerinden de alınmadılar. Mümkün olsaydı belki plaket dahi alırlardı, bundan sonra almayacakları da şüphelidir. Cem Aygün polis kurşunuyla ölen tek kişi değil ne yazık ki. Baran Tursun, Şerzan Kurt, Çağdaş Gemlik ve nice davadan da bildiğimiz üzere vatandaşa korkusuzca kurşun sıkan polis, bu cesaretini yürütmesi ve yargısıyla arkasında duran devletten almaktadır. Açığa almayan, cezalandırmayan devlet tutumu polis kurşunu ile ölen insan sayısındaki artışın sorumlusudur. Saydığımız ve sayamadığımız tüm davalarda akıbet aynıdır. Öldüren polisler açıkça kayırılmasına rağmen, öldürülen kişilerin yakınlarına cezalar verilmektedir. Baran Tursun'un ailesi gibi Cem Aygün'ün ailesi de cinayeti kamuoyu gündemine taşıdıkları için cezalandırılmıştır. Cem Aygün'ü öldüren polislerin birisi hakkında hiç dava açılmazken, diğeri hakkında da 2 yıl ile 5 yıl arasında ceza istenmektedir. Oysa Cem Aygün'ün kardeşleri hakkında her birine 58 yıla kadar hapis cezası istenmiş, kardeşlere toplamda 54.480-TL para cezası verilmiştir. Bu ülkenin ötekileştirilen tüm “esmer tenli vatandaşları” gerektiğinde öldürülebilir buna itiraz edeni de biz cezalandırırız demektedir yargı. Adalet beklentimiz yine Adliye Saraylarının duvarlarına çarparak geri döndü. Adalet, önüne tutanak getirilen savcının " siz kardeşleri öldürülen bu kadınları bir de dövmüşsünüz" diyerek işkenceden dava açmasını gerektirir. Adalet, bu iddianameyi düzenleyen savcıya mahkemenin en hafif deyimiyle "böyle saçma şey mi olur bu iddianameyi kabul etmiyoruz" demesini gerektirir. Adalet, "velev ki bu dava açılmış kimsenin acısıyla, yasıyla dalga geçmeyelim derhal beraat verelim" demeyi gerektirir. Cem Aygün'ün kardeşlerine verilen ceza kamuoyunun vicdanını ve adalet beklentisini yaralamıştır. Bu yaranın Cem Aygün'ün öldüren polisin yargılandığı davada daha da derinleştirilmemesi için basını ve kamuoyunu duyarlı olmaya 17.04.2013 günü Ankara Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmayı izlemeye, yargılamaya tanık olmaya davet ediyoruz. BARAN TURSUN VAKFI- MAZLUMDER-İHD-ÇHD
|
2580 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |