Dikkat, polis geliyor!

 Polisin silah kullanma yetkisi başta olmak üzere vatandaşla nasıl bir ilişki kuracağının sınırlarını belirleyen Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu (PVSK), 2007'de yılında değiştirildi. Polisin yetki sınırları biraz daha genişletildi. O tarihten bu yana polisle tartışmak, 'dur' ikazına uymamak, vb. durumlarda öldürülen kişi sayısı, 28'i gözaltında olmak üzere 128'i buldu. Açılan davalarda sanık polislerin kendilerini 'görevimi yaptım' diyerek savunması ve genellikle verilen cezaların düşüklüğü yapısal bir zihniyet sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

24 Kasım 2007'de, polisin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle 20 yaşında öldürülen Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun'un kurduğu Baran Tursun Vakfı ile Mazlumder'in ortaklaşa yürüttüğü 'Dikkat, polis geliyor!' kampanyası da bu soruna dikkat çekiyor. 'PVSK öldürmesin, değiştirilsin' başlıklı basın açıklamasında şöyle deniliyor:

'PVSK, hem polis memurlarının silah kullanma yetkisini genişleterek vatandaşların yaşam hakkını ihlal ve mağdur ailelerini perişan etmiş, hem de polisin katil olmasını mümkün kılarak polisi ve ailesini mağdur etmiştir.

Bu ülkede, bireylerin, kendi can emniyetini korumakla yükümlü memurlar tarafından sıradan gerekçelerle öldürülmüş olması kabul edilemez bir durumdur.

Kanunlar bireyin güvenliğini ve huzurunu esas alarak yapılmalıdır. Ancak 128 kişinin, güvenliklerini sağlamakla sorumlu olduğu devletin memurları tarafından öldürülmüş olmaları, bu kanunu değiştirenlerin meseleleri güvenlik odaklı çözme yoluna gittiklerini göstermektedir. Oysa ki toplumsal huzuru sağlamanın yolu, silah kullanma yetkisine sahip memurları aşırı yetkilendirmek değil, toplumsal adaleti sağlamaktır.

Bizler, MAZLUMDER ve BARAN TURSUN VAKFI olarak, polisin silah kullanma yetkisini düzenleyen PVSK 16. maddesinin, bireyin kutsal yaşam hakkını, özgürlük ve güvenliğini esas alacak biçimde değiştirilmesini, bu doğrultuda PVSK'nın uluslararası standartlara uygun olarak yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.'

Kampanyaya destek vermek amacıyla basın açıklamasına giden mağdur babalardan birisi de Nusret Barlak'tı. 12 Ağustos 2012'de, Barlak'ın oğullarından Erhan'ın yönetimindeki otomobil, park halindeki bir polis otosuna çarpmıştı. Çıkan tartışmada, polisin ateş açması sonucu arabada bulunlardan Emrah Barlak hayatını kaybetti; Erhan Barlak ağır şekilde yaralandı. Nusret Bey, bir gecede polis kurşunuyla bir oğlunu kaybetti, diğer oğluysa sakat kaldı. Üçüncü oğlunun ise, bu olaydan sonra psikolojisi oldukça bozuldu ve evi terk etti. Hâlen nerede olduğu bilinmiyor. Bir gecede üç evladının ve dolayısıyla kendisinin hayatı alt üst olmuştu.

Acılı baba Nusret Barlak'ın çektiği bunla da kalmadı. Kampanyaya destek amacıyla geldiği Ankara'da, elinde merhum oğlunun fotoğrafları olduğu için gözaltına alındı. Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü, oğlunun fotoğraflarına el konuldu. Olay savcılığa intikal edince, savcılık da baba hakkında 82 TL para cezası kesti ve fotoğraflar hakkında imha kararı aldı! Çünkü savcılığa göre fotoğraflar 'suç unsuru'ydu…

Baba Barlak'a sahip çıkan Mazlumder, Baran Tursun Vakfı ve Özgür Eğitim-Sen'li yetkililer, karakol önünde bir eylem yapınca, emniyet yetkilileri mağdur ailelerin yanına gelip özür diledi. İlgili polisler hakkında inceleme başlatacakları sözü verildi. 'Suç unsuru' görülen fotoğraflar teslim edilecek mi, verilen para cezası kararı geri çekilecek mi, belirsiz.

Türkiye'nin geçirdiği değişim sürecinden, emniyet görevlileri de payını aldı. Son yıllarda işkence ve kötü muamelenin azalmasında önemli merhaleler katedildiği malum. Ancak PVSK'nın değiştirilmesi, görevini kötüye kullanan ve yetki aşımına giden polislerin gerektiği şekilde cezalandırılması müsbet gelişmeyi devam ettirmek için elzem. Bunu en başta polislerin istemesi gerekir. Zira anlattığım türden kötü uygulamalar, polisin ve emniyet camiasının prestijine de zarar veriyor.

Not: PVSK'nın değiştirilmesine imzanızla destek verebilirsiniz: www.dikkatpolisgeliyor.com